Islah dilekçesi ile talep azaltılabilir mi ?

Umut

New member
Selam forum ahalisi! Kendi gözümden kısa bir giriş

Geçen hafta bir hukukçu arkadaşım ile sohbet ederken konu “ıslah dilekçesi”ne geldi. Ben hukukçu değilim ama olayın mantığını hep merak etmişimdir. Duyduğuma göre ıslah, dava sürecinde iddia veya savunmayı değiştirmeye yarıyor. Fakat aklıma takılan soru şuydu: “Islah dilekçesi ile talep azaltılabilir mi?” İlk bakışta kulağa mantıklı geliyor, çünkü talebi büyütmek kadar küçültmek de davayı şekillendirmek sayılır. Ama işin içini kurcaladıkça, mesele o kadar basit değil. Hem stratejik hem empatik bakış açılarıyla tartışmaya değer buldum.

---

Islah Nedir, Nerede Duruyor?

Islah, usul hukuku açısından tarafların dava sürecinde yapmış oldukları işlemleri düzeltmesine, değiştirmesine imkân tanıyor. Normalde davacı, açtığı davada talep sonucunu büyütebilir, mesela daha fazla tazminat isteyebilir. Ancak tartışmalı nokta şu: Bu mekanizma talebi küçültmek için de kullanılabilir mi?

Bazı hukukçular “evet” diyor çünkü sonuçta dava konusunu şekillendirmek serbestlik hakkı. Bazıları ise “hayır” görüşünde, çünkü dava açıldıktan sonra artık talebi azaltmanın yolu ıslah değil, feragat ya da kabul gibi başka usuller.

Burada bir kafa karışıklığı var ve aslında bu kafa karışıklığı, hukukun pratik ve teorik yanlarının nasıl çarpıştığını gösteriyor.

---

Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Forumda erkek üyelerin sıklıkla dile getirdiği bir bakış açısı var: “Meseleyi strateji ile çözmek gerek.” Bu açıdan bakan biri, olaya şu şekilde yaklaşabilir:

- Talebi azaltmak, aslında davanın risklerini azaltmak demektir. Dava değerini küçültmek, harç ve masrafları da azaltır.

- Eğer ıslah buna izin veriyorsa, davacı açısından ciddi bir avantaj sağlar.

- Stratejik mantıkla: “Daha büyük kazanma ihtimalim olan küçük bir dava, riskli ve maliyetli büyük bir davadan iyidir.”

Bu yaklaşımda mesele, tamamen hesap ve kazanım üzerinden şekilleniyor. Stratejik erkek bakışı, ıslahın burada bir araç olduğunu düşünüyor.

---

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı

Kadınların bakış açısı ise genellikle daha empatik ve ilişkisel oluyor. Bu perspektiften konuya şöyle yaklaşılıyor:

- Bir davada talebi küçültmek, karşı tarafla ilişkileri yumuşatabilir. Örneğin aile hukuku davalarında veya komşuluk hukukunda, daha düşük taleple ilerlemek, uzlaşmanın kapısını aralayabilir.

- “Islah mı, feragat mi?” tartışması aslında sadece teknik değil; insanların duygusal dünyalarını ve ilişkilerini etkileyen bir şey.

- Empatik bakış açısına göre: “Evet, haklı olmak önemli ama barışı ve ilişkileri korumak daha da önemli olabilir.”

Burada mesele kazanmak değil, “yaşanabilir bir çözüm” bulmak.

---

Eleştirel Analiz: Hukuk Neden Bu Kadar Katı?

Benim en çok eleştirdiğim nokta şu: Hukuk çoğu zaman hayatın esnekliğine ayak uyduramıyor. İnsan ilişkilerinde her şey akışkan; dün istediğiniz yarın fazla gelebiliyor. Davacı talebini düşürmek istiyorsa, neden illa feragat prosedürü gibi daha karmaşık bir yola başvursun? Islah gibi pratik bir yol varken bu kapının kapatılması, bana gereksiz formalizm gibi geliyor.

Diğer yandan hukukçuların kaygısı da anlaşılır: Eğer herkes ıslahla talep küçültürse, dava konusu sürekli değişir ve yargılama güvenliği zedelenir. Yani mesele sadece bireysel hak değil, sistemin düzeni de. İşte burada kişisel özgürlük ile kamusal düzen çatışıyor.

---

Pratikte Karşılaşılan Sorunlar

- Bir davacı fazla bir talepte bulunmuş, sonra fark etmiş ki aslında bu kadarını kazanma ihtimali yok.

- Talebi küçültmek istiyor ama avukatı “Bunu ıslahla yapamazsın, feragat etmen lazım” diyor.

- Feragat ederse, tekrar talep hakkı doğmuyor; yani geri dönüş yok.

Burada büyük bir ikilem var: İnsanların esnekliğini kısıtlayan bir mekanizma, adalet duygusunu zedeleyebiliyor.

---

Forum İçin Tartışma Soruları

- Sizce bir davacı, talebini küçültmek istediğinde ıslahı kullanabilmeli mi?

- Hukukun bu kadar katı ve teknik olması, adalet duygusuna zarar verir mi?

- Stratejik açıdan bakınca mı, empatik açıdan bakınca mı daha adil sonuçlar doğar?

- Hayatın akışkanlığına uygun esneklik sağlamak mı, yoksa sistemin düzenini korumak mı öncelikli olmalı?

---

Sonuç: İki Perspektifin Çatışması

Bu tartışmada gördüğüm şey şu: Erkeklerin çözüm odaklı stratejik yaklaşımı, “nasıl daha verimli oluruz?” diye sorarken; kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımı, “nasıl daha adil ve barışçıl oluruz?” diye soruyor. Aslında ikisi de önemli.

Bana kalırsa ıslah dilekçesinin talebi küçültmeye izin vermemesi, pratikte davacıyı köşeye sıkıştırıyor. Hayatın gerçeği, taleplerin değişebileceği yönünde. Hukukun ise biraz daha insana yaklaşması gerektiğini düşünüyorum.

---

Kapanış: Irmak Gibi Akan Bir Hukuk Mümkün mü?

Hukuk, katı duvarlarla örülü bir bina gibi olmamalı. Daha çok bir ırmak gibi akmalı: yön değiştirebilen ama yatağını da koruyan. Islah meselesi, bize bu dengeyi bir kez daha düşündürüyor.

Şimdi top sizde forum ahalisi: Sizce adalet dediğimiz şey, katı kurallarda mı saklıdır, yoksa empati ve esneklikle mi şekillenir?