7 düven Ne Demek ?

Emir

New member
7 Düve Nedir? Anlamı, Kökeni ve Toplumsal Yansıması

Hepimiz, Türk kültüründe zaman zaman duyduğumuz "7 düve" ifadesini kullanmışızdır. Ancak çoğumuz bu terimin derinlemesine ne anlama geldiğini ve nasıl bir bağlamda kullanıldığını tam olarak anlayamayabiliriz. "7 düve" terimi, aslında halk arasında kullanılan bir deyimdir ve geniş bir toplumsal anlam taşır. Peki, "7 düve" ne demek, hangi sosyal yapıları ve gelenekleri barındırır? Gelin, hep birlikte bu terimin kökenine, toplumsal ve kültürel yansımalarına daha yakından bakalım.

Bu yazıda, 7 düve ifadesinin ne anlama geldiğini, nasıl geliştiğini, toplumsal cinsiyet ve sınıf bağlamındaki etkilerini detaylı bir şekilde irdelemeye çalışacağım. Hadi, bu deyimin ardındaki toplumsal yapıları keşfe çıkalım.

7 Düve Ne Demek?

"7 düve", Türkçede genellikle "bütün dünyadaki kötülükler, tehlikeler" anlamında kullanılan bir deyimdir. Bu ifadenin kökeni, halk edebiyatına, destanlara ve eski halk inanışlarına dayanmaktadır. "Düve", kelime anlamı olarak "şeytan, kötü varlık" ya da "nefsin kötülüğü" gibi anlamlar taşır. 7 sayısı ise genellikle mistik bir anlam ifade eder; birçok kültürde kutsal kabul edilen bu sayı, burada da kötülüğün ya da tehlikenin zirvesini simgeler. Yani, 7 düve, her türlü olumsuz gücü, zorlayıcı durumu ya da tehlikeyi temsil eder.

Bu deyim, özellikle Türk halk hikâyeleri, masallar ve efsanelerde sıkça karşımıza çıkar. 7 düve, kişilerin karşılaştığı zorlukların, toplumsal ya da bireysel hayatta karşılaşılan engellerin simgesi olarak kullanılır.

Toplumsal Cinsiyet ve 7 Düve: Kadınların Gözünden Kötülük ve Engel

Kadınların toplumsal yapılarla olan ilişkisi, 7 düve deyiminin daha duygusal ve toplumsal bir boyuta taşınmasına olanak tanır. Kadınlar genellikle bu deyimi, hayatlarında karşılaştıkları toplumsal engellerin, kalıplaşmış normların ve sistematik eşitsizliklerin bir yansıması olarak algılar. Birçok toplumda, kadınların iş gücüne katılımı, eğitim fırsatları ve toplumsal rollerle ilgili pek çok sınırlama vardır. Kadınların karşılaştığı bu engeller, onları "7 düve" ile özdeşleştiren bir bağlama oturtulabilir.

Örneğin, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı 2023 verilerine göre yalnızca %34.9’dur (TÜİK, 2023). Kadınların iş gücüne katılım oranı, erkeklerin katılım oranının çok gerisinde kalmaktadır. Bu da, kadınların toplumsal yapılar içinde karşılaştıkları en büyük engellerin başında gelir. Erkeklerin pratik ve sonuç odaklı bakış açılarının aksine, kadınlar genellikle bu durumun toplumsal cinsiyet normlarından kaynaklanan, sürekli engellenen bir döngü olduğunu vurgular. Kadınların karşılaştığı bu tür yapısal engeller, "7 düve"nin her birini temsil eder gibi düşünülebilir.

Erkeklerin Pratik Bakışı: 7 Düve ile Mücadele ve Çözüm Odaklı Yaklaşımlar

Erkeklerin bakış açısı, genellikle daha pratik ve çözüm odaklıdır. Erkekler, toplumsal cinsiyet normları doğrultusunda daha çok iş dünyasında ve politik alanda temsil edilse de, 7 düve ifadesini daha çok engelleri aşma, zorlukları yenme ve mücadele etme perspektifinden ele alabilirler. Bu bakış açısına göre, "7 düve" birer engel değil, aşılması gereken meydan okumalar olarak görülür.

Birçok erkek, toplumsal yapılar içinde 7 düveyi, kişisel başarıları ya da hayatta karşılaştıkları zorluklar üzerinden ele alır. Erkekler, daha çok çözüme yönelik adımlar atarak bu engelleri aşmayı hedefler. Bu yaklaşım, erkeklerin toplumsal cinsiyet normları doğrultusunda başarılı olmaları ve başarılarını sergilemeleri üzerine şekillenir. Örneğin, Türkiye'deki iş dünyasında erkeklerin yüzde 80'inin lider pozisyonlarında yer aldığı gözlemlenmektedir (Pew Research, 2023). Erkeklerin daha fazla liderlik pozisyonunda olmaları, bu toplumsal yapının 7 düveyi aşmadaki çözüm odaklı yaklaşımlarını besler.

Toplumsal Yapılar ve 7 Düve: Irk ve Sınıf İlişkisi

"7 düve"nin anlamını anlamak için, toplumsal yapıları sadece cinsiyetle değil, aynı zamanda ırk ve sınıf gibi diğer sosyal faktörlerle de ilişkilendirmemiz gerekiyor. Özellikle ırk ve sınıf temelli eşitsizlikler, bu deyimin toplumsal yansımalarını daha da derinleştirir. Örneğin, düşük gelirli ve etnik azınlık grupları, toplumda daha fazla dışlanma ve engellerle karşılaşmaktadır. Bu engeller, "7 düve"yi daha somut hale getiren faktörler olarak düşünülebilir.

Amerika’daki siyahilerin, Latinlerin ve diğer etnik azınlıkların yaşadığı eşitsizlikler, 7 düve teriminin karşılıklarıdır. 2020 verilerine göre, siyah Amerikalıların gelir seviyesi, beyaz Amerikalılardan %40 daha düşüktür (Bureau of Labor Statistics, 2020). Bu eşitsizlik, toplumun ırk temelli yapısının bir sonucu olarak, 7 düveyi her gün daha zorlaştıran bir etken haline gelir. Sınıf temelli eşitsizlikler de bu bağlamda büyük bir rol oynar. Düşük gelirli bireylerin sağlık, eğitim ve konut gibi temel hizmetlere erişimde yaşadıkları zorluklar, toplumsal yapının en temel engelleridir.

Sonuç: 7 Düve ve Toplumsal Değişim

"7 düve" deyimi, sadece bir korku ya da zorluk ifadesi değildir; aynı zamanda toplumda var olan yapısal eşitsizliklerin bir sembolüdür. Kadınlar, erkekler, ırk ve sınıf temelli eşitsizlikler bu engellerin farklı şekillerde yansımalarıdır. Kadınlar ve etnik azınlıklar, toplumsal yapılar içinde sürekli olarak karşılaştıkları engelleri aşmak için büyük bir mücadele verirken, erkeklerin bakış açısı daha çok bu engelleri çözme yönündedir.

Dijital eşitsizliklerden toplumsal cinsiyet normlarına kadar pek çok alanda 7 düve, bireylerin karşılaştığı engelleri simgeler. Peki, sizce toplumsal yapılar bu engelleri aşmada ne kadar etkili? Bu eşitsizliklerle mücadele etmek için toplumda ne gibi adımlar atılmalı?