Emsal bedeli nasıl bulunur ?

Koray

New member
Emsal Bedeli Nasıl Bulunur? – Adalet, Cinsiyet ve Toplumsal Algı Üzerine Bir Forum Sohbeti

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün biraz “teknik” gibi görünen ama aslında toplumsal adaletin, fırsat eşitliğinin ve hatta cinsiyet rollerinin derinlerinde yankı bulan bir konuyu ele almak istiyorum: Emsal bedeli nasıl bulunur?

Bu terim genellikle gayrimenkul, vergi veya ticaret konularında karşımıza çıkar. Fakat “emsal” dediğimiz şey sadece maddi bir kıyas değil — toplumsal değer yargılarımızın da bir yansımasıdır.

Bir evin, bir arsanın, bir işin ya da hatta bir emeğin “emsali” nasıl belirlenir? Kimin bedeli kime göre belirlenir?

İşte bu yazıda, rakamların ötesine geçip, eşitliğin, cinsiyet farkındalığının ve adaletin ölçüsünü birlikte düşünelim istiyorum.

---

Emsal Bedel Nedir? Sadece Bir Rakam Değil, Bir Kıyaslama Kültürü

Basit tanımıyla emsal bedel, bir malın ya da hizmetin piyasa koşullarına göre tahmini değeridir.

Örneğin bir dairenin emsal bedeli, aynı bölgede, benzer özelliklere sahip diğer dairelerin satış fiyatlarına bakılarak belirlenir.

Yani “emsal”, kıyaslamaya, benzerlik bulmaya dayanır.

Ama fark ettiniz mi?

Bu kıyaslama kültürü sadece ekonomide değil, hayatın her alanında işler.

Kadınlar çoğu zaman emeklerinin “emsali” erkeklerle eşit kabul edilmez.

Bir kadın öğretmenin, mühendis ya da sanatçının emeği, aynı işi yapan bir erkeğe göre daha az “değerli” görülebilir.

İşte bu da aslında “emsal bedel”in toplumsal cinsiyet boyutudur:

Piyasadaki fiyat farkları değil, değer biçme biçimimiz adaletsizdir.

---

Kadınların Perspektifi: Empatiyle Değer Biçmek

Kadınların çoğu, değer ölçümüne daha ilişkisel ve empati temelli yaklaşır.

Bir mülkün ya da emeğin bedelini hesaplarken, sadece rakamlara değil, insana ve bağlama da bakarlar.

“Bu evin konumu güzel ama buradan okula yürüyen çocukların güvenliği ne olacak?”

“Bu maaş yeterli mi, bu işte insan kendini güvende hisseder mi?” gibi sorular sorarlar.

Bu bakış açısı, ekonomik analizlere “insani boyut” kazandırır.

Kadınlar için adil bedel, yalnızca piyasa koşullarıyla değil, yaşam kalitesiyle, duygusal dengeyle de ilgilidir.

Bir forumdaşımız geçenlerde şöyle yazmıştı:

> “Emlak ofisinde fiyat belirlerken hep ‘karşı bina şu kadar’ diyorlar ama kimse o binadaki yaşlı kadının 20 yılda kurduğu hayatı hesaba katmıyor.”

Bu cümle, aslında konunun özünü yakalıyor: Emsal bedel, yalnızca metrekare değil, hikâyedir.

---

Erkeklerin Perspektifi: Çözüm Odaklı ve Analitik Yaklaşım

Erkekler genellikle emsal bedeli hesaplarken veri odaklı, sistematik ve sayısal düşünür.

Onlar için işin özü, “nesnel kıyaslama”dır.

“Son üç ayda bu bölgede şu metrekareye şu fiyat verilmiş, ortalama bu kadar.”

Bu yaklaşım düzenli, ölçülebilir ve profesyoneldir.

Ancak bazen bu analitik bakış, insani bağlamı dışarıda bırakabilir.

Bir arsanın fiyatını hesaplarken orada yaşayan insanların sosyoekonomik koşullarını hesaba katmamak, sadece ticari değil, etik bir meseleye de dönüşür.

Erkeklerin bu çözümcü tutumu, sistem kurma açısından güçlüdür ama çoğu zaman “adil değer”i değil “piyasa değeri”ni öne çıkarır.

Bu da bizi önemli bir soruya getirir:

Emsal bedel, piyasaya göre mi adil olmalı, yoksa topluma göre mi?

---

Verilerle Gerçeklik: Türkiye’de Eşitsizlik ve Değer Biçme Sorunu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kadınların aynı pozisyonda çalışan erkeklere göre ortalama %17 daha az gelir elde ettiği tespit edilmiştir.

Bu fark, yalnızca maaşta değil, gayrimenkul değerlerinde de hissedilir.

Kadınların sahip olduğu taşınmazların satış fiyatı, aynı özelliklerdeki erkek sahipli taşınmazlara göre ortalama %8 daha düşük.

Yani “emsal bedel” yalnızca ekonomik piyasa tarafından değil, toplumsal önyargılar tarafından da belirleniyor.

Kadın girişimcilerin yönettiği işletmelere yatırımcı ilgisi daha az; kadınların iş fikirleri “riskli” kabul ediliyor.

Peki bu durumda, gerçekten “emsal” kavramı ne kadar objektif olabilir?

---

Sosyal Adalet Perspektifinden Emsal Değeri

Adaletli bir toplumda emsal bedel, sadece benzerliğe değil, eşit erişim hakkına dayanmalıdır.

Bir kişi, bir mal ya da bir hizmet, “değerli” olarak görülüyorsa, bu değerin dayanağı toplumsal önyargılar değil, objektif koşullar olmalıdır.

Ancak gerçekte işler böyle yürümez.

Emsal değer belirlenirken, kimi zaman mahallelerin sosyoekonomik durumu, ırksal veya etnik algılar bile devreye girer.

Göçmenlerin yoğun yaşadığı bölgelerde fiyatlar otomatik olarak düşük tutulur; bu da sistematik bir değer düşürme biçimidir.

Yani “emsal bedel” bazen bir eşitsizlik aracına dönüşür.

Bunu değiştirebilmek için, ekonomik kavramlara etik bilinci eklemek gerekir.

Bir arsanın değerini hesaplarken sadece “yakınındaki metroya” değil, “orada yaşayan insanların yaşam kalitesine” bakmak da bir adalet ölçüsüdür.

---

Kadınların Empati, Erkeklerin Çözüm Gücü: Ortak Nokta Adalet

Kadınların duygusal farkındalığı, erkeklerin analitik gücüyle birleştiğinde adil değer hesaplaması mümkün hale gelir.

Kadınların empatiyle gördüğü insan hikâyeleri, erkeklerin veriye dayalı sistematikliğiyle buluştuğunda ortaya çıkan şey, sosyal olarak dengeli bir piyasa anlayışı olur.

Bir mülkün ya da emeğin emsal bedelini belirlerken, iki temel soruyu sormalıyız:

1. Bu değer, insan onuruna saygı duyuyor mu?

2. Bu değer, toplumdaki farklı gruplara eşit fırsatlar sunuyor mu?

Bu iki soruya “evet” diyemiyorsak, orada bir fiyat değil, bir adalet açığı vardır.

---

Gerçek Dünyadan Bir Örnek: Aynı Sokağın İki Ucu

İstanbul’da aynı sokakta, biri kadın girişimciye ait, diğeri erkek girişimciye ait iki kafe vardı.

Menü, müşteri profili, hatta dekorasyon benzerdi.

Ama emlak danışmanlarının biçtiği kira bedelleri farklıydı:

Kadın girişimcinin mekânı için “bu bölgeye fazla iddialı” denmiş, erkek girişimcinin yeri için “tam piyasa değeri” yorumu yapılmış.

Bu örnek bize şunu söylüyor:

Emsal bedel bazen rakam değil, önyargıdan ibarettir.

Gerçek adalet, ancak bu farkındalığı konuşarak mümkün olur.

---

Forumdaşlara Sorular: Birlikte Düşünelim

- Sizce emsal bedel sadece ekonomik bir hesaplama mıdır, yoksa sosyal bir değer yargısı mı?

- Kadınların empatik, erkeklerin analitik bakış açıları bir araya geldiğinde daha adil sonuçlar doğar mı?

- Emlak, maaş ya da emeğe biçilen değerde toplumsal cinsiyetin etkisini siz de gözlemliyor musunuz?

- “Emsal” kavramı sizce adaletin mi, kıyaslamanın mı ürünü?

Hadi gelin, bu başlıkta sadece “bedel”i değil, “değer”i tartışalım.

Çünkü bazı hesaplar, sadece rakamlarla değil, vicdanla yapılır.